Doğu Türkistan’da Yaşanan İnsan Hakları İhlallerine Dair Çağrı
Doğu Türkistan bölgesinde uzun süredir devam eden uygulamalar, temel insan hakları, inanç özgürlüğü ve kültürel kimlik ilkeleri bakımından ciddi ihlalleri beraberinde getirmektedir. Uluslararası kamuoyuna yansıyan raporlar, bölgedeki Uygur Türkleri başta olmak üzere Müslüman toplulukların sistematik baskı, asimilasyon ve özgürlük kısıtlamalarına maruz kaldığını ortaya koymaktadır.
Camilerin kapatılması, dini pratiklerin yasaklanması, keyfi gözaltılar, ailelerin zorla ayrılması, çocukların kültürel kimliklerinden koparılması gibi uygulamalar, hem Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne hem de İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İnsan Hakları Bildirgesi’ne açıkça aykırıdır.
Bu durum yalnızca bölgesel bir mesele değil; insanlık onuru, vicdan ve evrensel adalet bakımından tüm uluslararası toplumun ortak sorumluluğudur. Sessiz kalmak, dolaylı biçimde bu ihlallerin devamına zemin hazırlamaktadır.
---
???? Çin Anayasası’nda Yer Alan Haklar ve Fiili İhlaller
Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası’nda insan hakları, eşitlik ve özgürlük ilkeleri açık biçimde yer almaktadır.
Ancak uluslararası gözlemciler, bu hükümlerin özellikle Doğu Türkistan’da sistematik olarak ihlal edildiğine dikkat çekmektedir.
Anayasa’da yer alan bazı temel hükümler şöyledir:
Madde 4: Tüm milliyetler eşittir; azınlık milliyetlerin hakları ve çıkarları korunur.
Madde 33: Devlet, insan haklarına saygı gösterir ve onları korur.
Madde 35: Vatandaşlar ifade, basın, toplanma, dernek kurma ve gösteri özgürlüğüne sahiptir.
Madde 36: Dinî inanç özgürlüğü güvence altındadır; hiçbir birey veya kurum bu özgürlüğe müdahale edemez.
Madde 37: Kişisel özgürlük ihlal edilemez; keyfi tutuklama yasaktır.
Bu açık anayasal hükümlere rağmen;
Uygur Türkleri ve diğer Müslüman toplulukların dini özgürlükleri kısıtlanmakta, camiler kapatılmakta ve ibadetler engellenmektedir.
Kültürel ve dilsel kimlikler baskı altında tutulmakta, eğitim kurumlarında anadil kullanımı sınırlandırılmaktadır.
Keyfi gözaltılar, zorla tutma kampları ve aile ayrılıkları yaygın biçimde raporlanmaktadır.
Düşünce, ifade ve inanç özgürlüğü Anayasa’nın 35. ve 36. maddelerine açıkça aykırı biçimde sınırlandırılmaktadır.
Bu uygulamalar, Çin Anayasası’nın “insan haklarına saygı gösterme” ilkesini (Madde 33) fiilen ihlal etmektedir.
Dolayısıyla, Doğu Türkistan’da yaşananlar yalnızca uluslararası hukuk açısından değil, Çin’in kendi anayasal düzeni açısından da hukuka aykırıdır.
Bu durum, Anayasa’da yazılı haklarla fiili uygulamalar arasındaki derin çelişkiyi ortaya koymaktadır.
---
???? Diplomatik ve Toplumsal Sorumluluk Çağrısı
Genç Nesiller Derneği olarak;
Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlallerinin son bulması, bölge halkının dini, kültürel ve sosyal özgürlüklerinin güvence altına alınması yönünde ulusal ve uluslararası düzeyde diplomatik girişimlerin artırılmasını talep ediyoruz.
Bu kapsamda;
Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomatik temsil gücünü kullanarak uluslararası platformlarda konunun daha güçlü biçimde gündeme getirmesi,
Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Avrupa Konseyi nezdinde bağımsız izleme ve raporlama mekanizmalarının oluşturulması,
İnsan hakları örgütlerinin bölgeye erişim taleplerinin kabul edilmesi,
Toplama kamplarının kapatılması ve keyfi tutuklamaların sonlandırılması
hususlarında gerekli adımların ivedilikle atılması çağrısında bulunuyoruz.
Ayrıca, ülkemizdeki tüm sivil toplum kuruluşlarını, meslek örgütlerini ve insan hakları temelli yapıları Doğu Türkistan meselesinde ortak bir duruş ve dayanışma sergilemeye davet ediyoruz.
Sivil toplumun göstereceği her duyarlılık, mazlumların sesi olacak ve adaletin yankısını güçlendirecektir.
---
⚖️ Sonuç ve Temenni
Temel hak ve özgürlükler evrenseldir, coğrafi sınırlarla kısıtlanamaz.
Doğu Türkistan halkının maruz kaldığı ihlaller, yalnızca bir halkın değil, insanlığın ortak meselesidir.
Bizler, adalet, insanlık ve vicdanın sesi olarak,
bu zulmün son bulmasını, hukukun üstünlüğünün sağlanmasını ve Doğu Türkistan halkının özgür iradesiyle kimliğini, kültürünü ve inancını koruyarak yaşama hakkına kavuşmasını temenni ediyoruz.
Hasan Nusret Düşük
Genç Nesiller Derneği Genel Başkanı