Deprem Anıtı: Unutmayın!
Kimi anıt unutmamak için kimi anıt umutlanmak içindir.
İlla anıt yapacaksanız makamlarınıza, kurumlarınıza deprem anıtları yapın. Depremi siz unutmayın. İlla yapacaksanız parklara, yollara umut anıtları yapın. Örneğin Yeni Adıyaman'a dair çalışmaları, planlamaları ve gayretleri gösteren görseller yapın. İlla yapacaksanız, çeşmeler yapın koruluklar ve oksijen durakları yapın.
Depremi bize unutturun. Ama siz sakın unutmayın.
Yetkililer, imza sahipleri, Çevre Şehircilik, mühendisler, müteahhitler, mimarlar, AFAD, belediye başkanları depremi siz unutmayın.
Tekaren diyorum meydanlara değil;
Odalarınıza, koridorlarınıza, kurumlarınızın lobilerine ve toplantı salonlarınıza deprem resimleri ve mini anıtlar koyun.
İnşa süreçleri ile ilgili bir karar alırken, bir izin verirken, duvarınızda asılı 6 Şubat fotoğrafına bakın.
İşe aldığınız her bürokratlara,
kendi görev alanında yaşanmış her afeti ezberletin.
Bakınız her birinizi dinliyorum yaptıklarınızla gurur duyuyorsunuz.
Ben ise yapmadıklarınızı ,yapamadıklarınızı hatırlıyorum.
Bu yüzden;
Unutması gereken biz değiliz.
Unutmaması gereken sizsiniz.
Bakıyorum çabuk unuttunuz.
Bizim de unutacağımızı sandınız haliyle.
Sonra dönüp bize anıtlarla, afişlerle, görsellerle depremi tekrar hatırlatmaya çalışıyorsunuz.
Unutmadık ki.
Unutamayız ki.
Çünkü biz, o sabah yalnız uyandık.
Biz hâlâ o sabaha uyanıyoruz.
Ve tüm yaşanan sorunları sorun olarak görmeyen hafıza sorunsalınız ile yalnız mücadele ediyoruz.
Siz hâlâ “çalışıyoruz” diyorsunuz.
Her imzada elleriniz titresin.
Her ruhsatta, her kontrol raporunda
Gözünüzün önüne 6 Şubat gelsin:
Bir çocuğun ayazda kapıda kalan ayakkabısı,
Bir annenin battaniyeye sarılı suskunluğu,
Bir babanın boş kalan kucağı…
İşte bu yüzden susmayacağız.
Bu yüzden biz size “unutun” demeyeceğiz.
Bu yüzden her hatırlattığınızda, biz daha yüksek sesle size hatırlatacağız.
Velhasıl: Vebalinizi unutmayın, imzalarınızın bedelini unutamayın, depremi bize unutturmayı unutmayın.
Hayırlı bayramlar.